Arayış Olarak Din Postmodern Dönemde Maneviyat Arayışı

Hasan SARI'nın \"Arayış Olarak Din: Postmodern Dönemde Maneviyat Arayışı\" adlı kitabı, postmodern dönemde dinin maneviyat arayışı üzerindeki etkisini inceliyor. Kitap, postmodern küresel toplumda bireylerin sorgulamaları sonucunda kendilerine ve kültürlerine yabancılaşmalarıyla ortaya çıkan brikolaj tarzı dindarlığın yaygınlaştığını belirtiyor. Bu araştırma, sosyal bilimlerin objektif kriterleriyle mevcut durumu analiz etmeyi amaçlıyor. Kitap, Comte, Durkheim ve Weber gibi sosyolojinin kurucu isimlerinin din fenomenlerini toplumsal değişimlerle açıklama çabalarını da ele alıyor. Dinin tarih boyunca hem olumlu hem de olumsuz etkilere yol açtığına dikkat çeken kitap, son dönemde ise sekülerleşme teorisiyle akademiyi meşgul ettiğini belirtiyor. Postmodernizmin kültürel sahada baskın rol oynadığı ve bu dönüşümün edebiyat metinlerinde izlenebileceği düşüncesiyle hareket eden kitap, edebi metinlerin dini dönüşümü yansıtabileceği bir ayna olarak kullanıyor. Kitap, din-dil-toplum ilişkisini incelerken pozitivist kesinlik yerine muğlaklığı ön plana çıkaran rizomatik mantığı benimsiyor.

Hasan SARI's book \"Religion as a Quest: Spiritual Search in the Postmodern Era\" examines the impact of religion on the search for spirituality in the postmodern period. The book states that in the postmodern global society, a bricolage-style religiosity has become widespread as individuals alienate themselves from their own cultures as a result of their questioning. This research aims to analyze the current situation with the objective criteria of social sciences. The book also discusses the efforts of sociology's founding figures such as Comte, Durkheim, and Weber to explain religious phenomena through social changes. It emphasizes that religion has had both positive and negative effects throughout history, and in recent times, it has occupied academia with the theory of secularization. Moving with the idea that postmodernism plays a dominant role in the cultural field and this transformation can be traced in literary texts, the book uses literary texts as a mirror that can reflect religious transformation. While examining the relationship between religion, language, and society, the book adopts a rhizomatic logic that highlights ambiguity rather than positivist certainty.